Goncagül Kemancı

Obsesif Kompülsif Bozukluk

Obsesif Kompülsif Bozukluk

OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK (OKB)

OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) günümüzde adını sıklıkla duyduğumuz rahatsızlıklardan bir tanesi.  Aslında hepimizin çeşitli yerlerde duyduğu kimimizin okuduğunda “Bende de böyle bir durum var mı acaba ?” diye kendini sorguladığı bir bozukluk.. Son günlerde adını sıkça duymakla birlikte konuyu detaylı bir şekilde aydınlatmanın öncelikle elzem olarak düşündüğümden bu yazıyı yazma ihtiyacı hissediyorum.

Öncelikle obsesif ve kompulsif kavramlarını iyice tanımamız gerekiyor.

Obsesyon nedir ?

Obsesyon kişilerin günlük hayatta akıllarından geçen düşüncelerin bazılarını yineleyen, tekrarlayan şekilde sürekli düşünme davranışlarıdır. Bu düşünceler kişiler için rahatsızlık vericidir ve kişiler düşüncelerine engel olma çabası içerisine girerler ancak denemelerinde başarısız olurlar.

“ Bunu düşünmenin saçma olduğunu biliyorum ancak yine de düşünüyorum.”

“Böyle düşünmeye engel olamıyorum.”

“Başka düşünceler değil özellikle bu düşünce zihnime takılıyor.”

Bu cümleler düşünme takıntısı olan kişilerden çokça duyduğumuz cümlelerdir. Danışanlar bu duruma bir anlam verememekte ve kendilerini bu durumdan alıkoyamamaktadırlar. Bu durum bir süre sonra düşünme alışkanlığı biçimi haline gelir ve zihinde kronik bir durum haline gelir.

Kompülsiyon nedir ?

Kompülsiyon, obsesyon sonucunda var olan kaygının azaltılması için tekrarlı, sıralı veya kurallı düzende kişinin yaptığı davranışsal hareketlerdir.

Belirli Ritüeller

Obsesyonda düşüncelerin konusu, içerikleri ve düşüncelerden sıyrılabilmek için var olan ritüelleri uygulamak küçük bir zaman dilimi için rahatlama sağlamaktadır. Bu kişiler için kısa süreli çözümlerdir ve bir döngü oluştururlar. Kompulsiyonları anlamak için bu noktaya dikkatlice bakmalıyız.

Kompulsiyon daha basit ifadelerle kişinin takıntılı davranışları olarak açıklarız. Obsesyonlarda durduramadığımız düşüncelerimiz varken kompulsiyonlarda bu düşünce mekanizmasının yerini davranış mekanizması alır. Kişinin bu seferde takıntılı davranışları olduğunu görürüz. Bu davranışlar çoğunlukla bir obsesyonla entegre haldedir.

Örnek olarak :

Acaba ütünün fişini çektim mi ? (Düşünce), Kaygı (Duygu)   >>>>   Ütüyü kontrol etmek 

Eğer bu bir kere kontrol edilse herhangi bir problem teşkil etmez ancak ütünün fişten çekili olmasına rağmen kişi defalarca ütüyü kontrol etmeye devam ediyorsa işte o zaman kaygıyı azaltmaya yönelik ritüllerden bahsedebiliriz.

Yukardaki örnekten de anlaşılacağı üzere OKB’nin alt mekanizmasında aslında obsesyon ve kompulsiyon mekanizması ile birlikte özellikle kaygı duygusunun da çok etkili olduğunu görmekteyiz.

Bu kaygıyı biraz daha merceklersek kişilerin içinde oldukları mekanizmayı daha iyi anlayabiliriz:

“Eğer çevremde iki tur dönmeden yatarsam (kompulsiyon) ailemden birine zarar gelebilir (obsesyon).”

“Allah’a küfredecekmiş gibi (obsesyon) olduğum için göğsüme beş kere vuruyorum (kompulsiyon).”

“Eşcinsel olmadığımı biliyorum. Hoşlanacakmış gibi olduğumda (obsesyon) hemcinsimle göz temasını kesiyorum (kompulsiyon).”

Bu iki örnekte de hakim olan genel duygu kaygıdır. OKB bu yüzden de DSM’de kaygı bozuklukları kategorisi içinde yer almaktadır. Engellenemeyen düşüncelerin yarattığı duyguları -kaygıyı- preslemek için kişiler bir davranış biçimi yaratırlar. Bu onların rahatlamak için kullandıkları bir mekanizmadır ancak kısa süreli olması nedeni ile işlevsel değil ve hatta düşüncelerin gelme sıklıklarını arttırmaktadırlar. Kişiler bu artış sonucunda kullandıkları davranım mekanizmaları da bir işe yaramamaya başlamaktadır ve döngü iyice kısır bir hal almaktadır.

Bir noktadan sonra kişiler kişisel, sosyal ve mesleki açıdan işlevlerinin düşme korkusu ile baş başa kalırlar çünkü bazı kontrolleri yapmadan evden çıkamamaktadırlar. Arkadaşlarıyla buluşmalarına sürekli geç kalmaktadırlar ya da kişilerin o kadar çok ritüeli vardır ki bir noktadan sonra yorgun düşebilmektedir. Örneğin aşağıda yer alan durumu yaşayan bir kişi:

Defalarca evdeki elektrik prizlerini, doğalgazı kontrol etmezlerse (kompulsiyon) evin havaya uçma ihtimalini sürekli düşünen biri (obsesyon) evden belki de saatlerce çıkamayacaktır.

Böyle durumlarda kişiler destek almaktan çekinebilirler. Anlatmaktan korkabilirler şayet düşüncelerini birinin duyması halinde dalga geçileceğini sanabilirler. Bu tarz durumlarda kişiler ilgili psikolog ile görüşüp profesyonel desteğe yönlendirilmelidir. Döngünün kırılması ve var olan fonksiyonel olmayan kişiye zarar veren düşünce modellerine karşı konuda etkin profesyonel bir yardımla çalışılmalıdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir